Sayfalar

13 Şub 2012

Hayat İste Böyle Bir Şey



“doğdu sevinçten ağladılar,  öldü acıdan ağladılar…..

                   o bu arada yaşadı hiç düşünmediler…..”

Bu anlamlı aforizmasında Özdemir Asaf  hayatı ironiyle ne güzel  özetliyor.  Doğum öncesi heyecanlar ve sevinçler doğumla doruk noktasına ulaşır, anne  ve bebeğin sağlığı  yerindeyse,  hele de kız veya erkek  gönüllerdeki cins  gelmişse, ağlamak bir dürtü olmaktan çıkar engellenemez bir  davranış olur. Gözlerden yaşlar boşanır,  çağlayan coşkusunda, yaz yağmuru gibi aralıklı, yayla serinliğinde  gözyaşlarıdır bunlar.  Anne ve baba dışında herkes ağlar, halalar, teyzeler, anneanne ve babaanneler, hatta dedeler. Bu sevinç gözyaşları yağmuruna anne ve baba yürekleriyle katılırlar, gururla, heyecanla, çünkü çocuk onların eseridir.

Ölümde de ağlanır, üzüntüden, kederden, kaybetmekten, yalnız kalmaktan… Ama doğumun aksine buradaki ağlamada anne ve babalar öndedir, yavrularını, kendilerinden bir parçayı, eserlerini yitirmişlerdir. Bu ağlamadaki gözyaşları doğumdakinin aksine kış yağmuru gibi durmak bilmez ve soğuktur, üşütür.  Bu ağlama bir yanardağ gibidir, bazen patlar, püskürür, gözyaşları lav olur akar, ama yanardağ hep için için yanar ve kaynar. Halalar, teyzeler, amcalar, dayılar da ağlar, ana ve babadan bir farklı şekilde. Cemal Süreyya “her ölüm erken ölümdür” derken ana babaları mı öncelemiştir ?

Doğum  ile ölüm arasında, iki ağlama nedeni  arasında kısa veya uzun bir ömür sürer insanlar. Bu aradaki zaman diliminde  ağlamalar farklıdır.  Bu ömür içinde ne kadar çok sevinçler, kederler, heyecanlar, mutluluklar, hayal kırıklıkları ve üzüntüler yaşanır. Başarılarla, kazanılanlarla, gerçekleştirilenler  ile  sevinçler yaşanır, yitirilenlerle, savrulmalarla, hayal kırıklıklarıyla üzüntü ve kederler yerleşir  yüreklere. Hatta aynı zaman diliminde iki duygu bir arada bile yaşanır. Mutluluk içinde gelecek planları yapılır bunun hayalleri kurulurken, mavi gökyüzü altında güzellikler paylaşılırken birden gökyüzünü karabulutlar kaplar, bu bulutlar güneşi kapatır, hayaller gerçeklerle yer değiştirir, işler kaybedilir, eşler yitirilir, evlatlardan ayrı düşülür.  Ağlamalar yetersiz kalır, geride sadece nedenler  ve niçinler kalır. Ö. Asaf’ın deyişiyle “o bu arada yaşar….”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder