Sayfalar

5 Eyl 2012

Meslek Seçme Şansım Olsaydı…



Hekimlik mesleğinde 35 yılı geride bıraktım, bunun son dört yılı yöneticilikle geçti, aktif cerrahiyi ve hekimliği noktaladım. Bazı dostlarıma göre erken alınmış bir karardı. Bunun nedenleri ayrı bir yazı konusu, gün gelir yazarım, ancak geriye dönüp baktığımda şimdiki aklım olsa hangi mesleği seçerdim, bu mesleğe yönelik eğitime başlardım diye düşünüyorum. Hemen “ yine hekim olurdum” dememi bekliyorsanız yanılırsınız.

Meslek seçiminde önemli unsurların “kendini tanıma, yeteneklerini değerlendirme, ilgi alanlarını bilme, değerleri ya da kişilik özelliklerini ölçme” olduğu klasik bilgi olarak kitaplarda yer alır. Bunların yanı sıra,  ailenin isteğini yerine getirme, yakın çevrenin etkisinde kalma, toplumsal yargılardan etkilenme vb gibi dış faktörlerden etkilenmemek te  önemli faktörlerdir. Kişilik dışında mesleğin niteliği, mesleğe giriş şartları ve emeklilik, iş bulma durumu, kazanç ve meslekte ilerleme şartları ilk akla gelen faktörlerdir.

Peki, kendinizi nasıl değerlendireceksiniz ?  Klasik bilgiler buna şu şekilde yanıt veriyor: Soyut düşünebilme, akıcı bir dille yazabilme, başkalarını anlayabilme, çabuk karar verebilme, el becerisi, el-göz koordinasyonu, renk algısı gibi özelliklerin gerekli olduğu şekil ve uzay iletişimini görebilme ve mekanik beceri.

 

Bakmayın siz meslek seçiminde temel unsurların “Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi”ndeki sıralanmasına. Yani üçgenin tabanını “temel fizyolojik ihtiyaçlar” oluşturuyor, sonra sırasıyla güvenlik, ait olma, saygı ve statü ve nihayet üçgenin tepesinde “kendini gerçekleştirme” yer alıyor. Bunlar akademik bilgi. Pratikte ise seçim aşamasında en önemli parametreler anne-baba isteği, idolün mesleğine özenme, güncel popüler mesleğe yönelim, kazanç  yüksekliği, ve toplum içinde saygınlık ilk sıralarda görülmekteler.

Bir kimsenin kendisine uygun mesleği seçebilmesi için “ben neler yapabilirim ve meslekten neler bekliyorum ?“ sorusuna cevap vermesi gerekir. Ben bu soruyu kendime sordum ve yapabileceklerim sonucunda üç meslekte karar kıldım.

Bu üç mesleğin de ortak yönleri şöyle; sorumlulukları, dolayısıyla riskleri yok, ucunda mahkemeye düşmek, tazminat ödemek,  şiddete uğramak yok, zevk ve sefanın sınırını belirleme elinizde, kazançları azımsanmayacak miktarda, dünya nimetleri size sunuluyor, siz bu nimetlerin peşinde koşmuyorsunuz. Popüler ve medyatik oluyorsunuz, herkes sizin için paralanıyor, adeta yaratıyor, gece yattığınızda yastığa baş koyar koymaz uyuyorsunuz, gecenin bir yarısı telefonunuz çalmıyor, mesleğinizi evinize ve yatağınıza taşımıyorsunuz. Nöbeti yok, sıcak veya soğuktan etkilenmek, yorgun düşmek söz konusu değil. Emekliyken de aktif meslek hayatınızı sürdürebiliyorsunuz. Beyninizi çok zorlamanız da gerekmiyor, fiziksel güç gerektirmeyen masa başı işler bunlar. “mide fesadına” uğramak dışında meslek hastalığı veya iş kazası görülmüyor.

Meslek seçme şansım olsaydı sıralamam şöyle olurdu:    1. gazete veya televizyonda “futbol yorumculuğu ”. 2. bir gazete veya dergide “gurme yazarlığı”. 3. Sağlıklı yaşam ve beslenme konusunda “haftalık köşe  yazarlığı”. 
Sizin sıralamanız ne olurdu ?
 

 



 

1 yorum:

  1. Tıp dönem 4 öğrencisi olarak benim için tıp sanki hala ilk üçü koruyor gibi ama başka bir meslek söylemem gerekirse ekmeğimi sanattan çıkarmak isterdim herhalde. keman sanatçısı mesela. hayal işte :)

    YanıtlaSil