Hekimlik mesleğinde 35 yılı geride
bıraktım, bunun son dört yılı yöneticilikle geçti, aktif cerrahiyi ve hekimliği
noktaladım. Bazı dostlarıma göre erken alınmış bir karardı. Bunun nedenleri ayrı
bir yazı konusu, gün gelir yazarım, ancak geriye dönüp baktığımda şimdiki aklım
olsa hangi mesleği seçerdim, bu mesleğe yönelik eğitime başlardım diye
düşünüyorum. Hemen “ yine hekim olurdum”
dememi bekliyorsanız yanılırsınız.
Meslek seçiminde önemli unsurların
“kendini tanıma, yeteneklerini değerlendirme, ilgi alanlarını bilme, değerleri
ya da kişilik özelliklerini ölçme” olduğu klasik bilgi olarak kitaplarda yer
alır. Bunların yanı sıra, ailenin isteğini yerine getirme, yakın çevrenin etkisinde kalma,
toplumsal yargılardan etkilenme vb gibi dış faktörlerden etkilenmemek te önemli faktörlerdir. Kişilik dışında mesleğin
niteliği, mesleğe giriş şartları ve emeklilik, iş bulma durumu, kazanç ve
meslekte ilerleme şartları ilk akla gelen faktörlerdir.
Peki, kendinizi nasıl
değerlendireceksiniz ? Klasik bilgiler
buna şu şekilde yanıt veriyor: Soyut düşünebilme, akıcı bir dille yazabilme,
başkalarını anlayabilme, çabuk karar verebilme, el becerisi, el-göz koordinasyonu,
renk algısı gibi özelliklerin gerekli olduğu şekil ve uzay iletişimini
görebilme ve mekanik beceri.
Bakmayın siz meslek seçiminde
temel unsurların “Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi”ndeki sıralanmasına. Yani
üçgenin tabanını “temel fizyolojik ihtiyaçlar” oluşturuyor, sonra sırasıyla
güvenlik, ait olma, saygı ve statü ve nihayet üçgenin tepesinde “kendini
gerçekleştirme” yer alıyor. Bunlar akademik bilgi. Pratikte ise seçim
aşamasında en önemli parametreler anne-baba isteği, idolün mesleğine özenme,
güncel popüler mesleğe yönelim, kazanç yüksekliği, ve toplum içinde saygınlık ilk
sıralarda görülmekteler.
Bir kimsenin kendisine uygun
mesleği seçebilmesi için “ben neler
yapabilirim ve meslekten neler bekliyorum ?“ sorusuna cevap vermesi
gerekir. Ben bu soruyu kendime sordum ve yapabileceklerim sonucunda üç meslekte
karar kıldım.
Bu üç mesleğin de ortak yönleri şöyle;
sorumlulukları, dolayısıyla riskleri yok, ucunda mahkemeye düşmek, tazminat
ödemek, şiddete uğramak yok, zevk ve
sefanın sınırını belirleme elinizde, kazançları azımsanmayacak miktarda, dünya
nimetleri size sunuluyor, siz bu nimetlerin peşinde koşmuyorsunuz. Popüler ve
medyatik oluyorsunuz, herkes sizin için paralanıyor, adeta yaratıyor, gece
yattığınızda yastığa baş koyar koymaz uyuyorsunuz, gecenin bir yarısı
telefonunuz çalmıyor, mesleğinizi evinize ve yatağınıza taşımıyorsunuz. Nöbeti
yok, sıcak veya soğuktan etkilenmek, yorgun düşmek söz konusu değil. Emekliyken
de aktif meslek hayatınızı sürdürebiliyorsunuz. Beyninizi çok zorlamanız da
gerekmiyor, fiziksel güç gerektirmeyen masa başı işler bunlar. “mide fesadına”
uğramak dışında meslek hastalığı veya iş kazası görülmüyor.
Meslek seçme şansım olsaydı sıralamam şöyle olurdu: 1. gazete veya televizyonda “futbol yorumculuğu ”. 2. bir gazete veya dergide “gurme yazarlığı”. 3. Sağlıklı
yaşam ve beslenme konusunda “haftalık köşe yazarlığı”.
Sizin sıralamanız ne olurdu ?
Sizin sıralamanız ne olurdu ?
Tıp dönem 4 öğrencisi olarak benim için tıp sanki hala ilk üçü koruyor gibi ama başka bir meslek söylemem gerekirse ekmeğimi sanattan çıkarmak isterdim herhalde. keman sanatçısı mesela. hayal işte :)
YanıtlaSil