Daha önce Pieter Bruegel ile ilgili yazdığım
yazılarda “Çocuk Oyunları”, “Köy
Düğünü”, “İkarus’un Düşüşü” tablolarından ayrıntılarıyla bahsetmiştim.
Bu yazımda onun bir başka müthiş eseri Nederlandse Spreekwoorden yani “ Hollanda
Atasözleri ” isimli tablosunu anlatmaya çalışacağım. Bu tablo Dutch ressam tarafından 1559'da meşe pano
üzerine yağlıboya ile yapılmış ve Hollanda’ya ait atasözlerini resmeden bir tablodur.
Berlin Devlet Müzesi’nde sergilenmekte olup 117x163 cm boyutlarındadır. Resim, birçok atasözüne yapılmış olan göndermelerle
doludur. Bunların büyük bir bölümü halen kullanılmakta olup diğerleri o dönemde kullanıldığı bilinen atasözleridir
ve unutulmuştur. Bruegel bu tablosunda sadece atasözlerini bir araya
getirmeyi amaçlamamış, aynı zamanda insanların akılsızlığını, aptallığını ve
ahmaklığını da vurgulamıştır. Resimdeki pek çok insan figürü, Brueghel'in
tablolarında akılsızlığı ifade etmek için kullanılan boş boş bakan aptal yüz
ifadesine sahiptir.
Tabloya ressamın verdiği isim Mavi Pelerin’dir. Bu isim tablonun ortasında
karısı tarafından mavi bir pelerin giydirilen adamdan kaynaklanır. Burada,
eşini aldatan kadınlar için kullanılan “kocasına
mavi pelerin giydirmek “deyimi resimlenmiştir.
Tabloda 120
atasözü veya deyim 100 farklı sahnede (resimde) tanımlanmıştır. Bu atasözü
ve deyimlerin resim içinde
birbirleriyle bir bütünlüğü olmamakla birlikte resmin tümüne bakıldığında bütünlüğü
bozan bir aykırılık görülmemektedir. Resim Bruegel’in diğer eserlerindeki gibi sanki
bir flaman köyündeki yaşamı anlatır gibidir. Resimde kullanılan atasözü ve deyimlerin
bazılarını detay resimleriyle inceleyelim:
Bir elinde ateş bir elinde su taşımak: İkiyüzlü davranmak, ikili oynamak
Çatısının
kiremitlerini turtadan yapmak: Görmemişlik, zenginliği hazmedememek
Arkası ateş almak : Poposu tutuşmak, telaşlanmak
Pelerinini rüzgara göre asmak : Rüzgar nereden eserse ona göre
davranmak
Büyük balık küçük balığı yutar : aynı sözü bizler de kullanıyoruz
Darağacına pislemek: Korkmamak, ” serçeden korkan darı
ekmez”
Bir somundan diğerine zor uzanmak : İki yakasını bir araya getirememek
İsa'nın yüzüne sahte sakal takmak: Takiye yapmak, hileyi dindarlık kisvesiyle
gizlemek
Kafasını tuğlaya
vurmak: İmkansızı
başarmaya çalışmak. Bizde kullanılan ve
pişmanlık ifade eden ”kafasını taşlara
vurmaktan” farklı anlamdadır
Gümüş tabak içi
boşsa faydasızdır: Güzellik tek başına bir işe yaramaz
Sıcak kömüre oturmak: Sabırsızlık ve acelecilik zararlıdır, “acele eden ecele gider”
Ahmağı sabunsuz traş etmek : Birini kandırmak, “insanı kendisi kadar kimse kandıramaz”
Lapasını yere döken, hepsini
toplayamaz : “Olmuş ile ölmüşün ardından ağlanmaz” ve "kendi düşen ağlamaz"
Aya işemek: Boş
yere çaba sarfetmek, akıntıya kürek çekmek
Bruegel birçok yapıtında olduğu gibi bu eserinde de güncel
olaylarla ilgili iğnelemeler yapmış, onları simgesel bir biçimde aktarmıştır, “doğruluk” ve “kötülük” ve “cahillik” kavramlarını
alegorik olarak anlatma yolunu seçmiştir. Meslektaşlarının para karşılığı kiliseye bol yaldızlı, parlak
dini resimler yaptığı ya da feodal yapının görgüsüz zenginlerinin ve aristokratlarının
şatafatlarını göstermek için ısmarlama
resim yaptırdığı bir dönemde, Hollanda'nın
günlük köy ve kır yaşamını bilgece anlatan resimler yapan bu adamın önünde şapka
çıkarmak gerekir.

Dr Faik Çelik