Dante Alighieri’nin (1265, Floransa - 1321, Ravenna), Cehennem, Araf ve Cennet başlıklı üç ciltten oluşan “İlahi Komedya”sı tek kelimeyle şahaser. Eserin yazıldığı dönem (Hristiyanlığın dini baskısı, rönesansın ve matbaanın olmaması, salgın hastalıkların yaygın olması, şehirler arası savaşların yoğunluğu vb nedenler) göz önüne alındığında ve yazım tekniğindeki zorluk (terza lima tekniği) düşünüldüğünde yukarıda belirttiğim “şahaser” tanımlaması daha net yerine oturur. Öncelikle çevirinin mükemmel olduğunu, açıklayıcı dipnotlarla Rekin Teksoy’un kitabı anlaşılır kılmaktaki emeği karşısında şapka çıkardığımı belirtmeliyim. Öyle ki; İlahi Komedya’nın anlaşılabilirliği açısından okunmasının çok yararlı olacağı vurgulanan Homeros’un İlyada ve Odesea destanları ile Vergilius’un “Aeneis” destanının ayrıca Kitab-ı Mukaddes’in okunmamış olmasındaki eksikliği bu dipnotlar büyük ölçüde gideriyor.
Dante ve Vergilius
Üç mısralı şiir tarzında (terzina) yazılan bu hacimli kitap yazar Dante’nin öteki dünyaya yaptığı düşsel bir geziyi destansı biçimde anlatır. 1300 yılında 7 Nisan’da Cehennem ile başladığı ve arada Araf’a uğrayıp Cennet ile sonlandırdığı ruhani gezisi bir hafta sürer. İlk iki durakta büyük hayranlık duyduğu (ustam, ozan, rehberim, gönlü yüce gölge, iyi yürekli, bilge, güzel babam, güneş, uyanık ustam vb sıfatları kullandığı) Latin ozan Vergilius (İÖ 70-19) rehberlik eder. Vergilius ünlü eseri “Aeneis” destanında Truva savaşından yenik çıkan Aeneis’in İtalya’ya gelerek Romalılar’ın atalarını oluşturduğunu anlatır. İlk iki ciltte Antik Yunan mitolojisi ve felsefesi ağırlıktayken, üçüncü ciltte teoloji ön plana çıkmıştır. Dipnotlar sayesinde sayısız isimler, olaylar, bilgiler ile baş edilebilinmektedir. Borges, Komedya'yı bir alegori olarak ele alırsak Dante insanoğlunun, Beatrice inancın, Vergilius da aklın simgesi olacağını ileri sürmüştür ki çok akla yatkın.
İlahi Komedya içine bir aşk hikayesi yerleştirmiştir Dante, sevdiği kadın Beatrice’dir bu aşkın kahramanı, en zor ve karamsar olduğu anlarda ona olan sevgisine sığınır. Bu aşk destanda ayrı bir ilahi tema oluşturur. Cennet, Cehennem ve Araf’ta bulunmasını uygun bulduğu kişiler çok ilginç. Örneğin antik çağ filozoflarını ve ozanlarını çok beğenmesine rağmen cehenneme yerleştirmiş, çünkü bu kişiler vaftiz olmamışlardır. O dönemde Hristiyanlığın olup olmaması önemli değildir Dante için, bu çok enteresan bir mantık. Keza yeni bir dinin temsilcisi Hz Muhammed de Cehennemin alt katlarındadır, peygamberliği Dante’nin hışmından kurtaramamıştır onu ve Hz Ali’yi. Kitabın tadı kaçmasın diye daha fazla ayrıntı vermeyeceğim.
Kitabını o zaman geçerli dil olan Latince yerine İtalyanca, yaşadığı bölge olan Toscana lehçesiyle yazmıştır ki bu devrimci seçimi bile kitabın önemini arttırmaktadır. Her bir kitapta 33’er bölüm (kanto) vardır, Cehennem bölümündeki giriş ile birlikte toplam 100 kanto (destan bölümü) vardır. Vergilius rehberliğini Araf’ın tepesinde Beatrice’ye bırakır, Beatrice ise Cennetin son katmanında kaybolup yerine Aziz Bernard geçer ve Cennet’teki geziyle 14 Nisan 1300’de düşsel gezi sona erer. Bu arada Clairvaux manastırının başında bulunan başkeşiş Bernard’ı niye seçmiştir Dante acaba? Bu kitap daha çok su götürür aslında !
Üç Cilt bir arada Rekin Teksoy çevirisi
DANTE
Alberto Manguel (1948 -
Buenos Aires) Arjantinli yazar, editör,
çevirmen.
Dante dizelerini, kantolarını zihnindeki edebi, bilimsel, teolojik ve felsefi kaynaklardan ve olağanüstü günlük hayat gözlemlerinden faydalanarak yazmış. Manguel, merak dışında neyi bilmek istediğimiz, nasıl akıl yürüttüğümüz, nasıl sorguladığımız, neye sahip olabiliriz gibi bazı soruların yanı sıra dil, benlik, yerimiz, hayvan, farklılıklarımız, hakikat gibi konuları Dante ve “İlahi Komedya”da aramış, iz sürmüş. Bazı bölümlerde (örneğin nasıl sorgularız bölümü gibi) çok ayrıntıya kaçmış, teolojik açıklamalar özellikle de Talmud üzerinde gereğinden çok bilgi-yorum yapmış. Buna karşın hayvanlar bölümünde Dante’nin anlaşılmaz bir şekilde “köpekler” için çok olumsuz, aşağılayıcı sıfatlar kullanmasını irdelemesi çok ilginç geldi bana, hem “İlahi Komedya”daki içerik hem de Manguel’in yorumu açısından.
Kitabın sonlarına doğru yer alan Dante’nin Cehennem, Araf ve Cennet haritalarını gösteren üç ayrı şekil de sürpriz bir toparlama oldu. Sonuçta Alberto Manguel, Dante’nin “İlahi Komedya”sını hayali bir evrensel müzeye, bilinçdışı korkular ve arzuların icra edilebileceği bir sahneye, bir şairin tutkusu ve vizyonundan doğmuş her şeyin bizi aydınlatmak için düzenlendiği ve sergilendiği bir kütüphaneye benzetiyor.
Zor ve sabır isteyen bir okuma, ayrıca çevirisi
bence vasatın altında, cümle düşüklükleri rahatsız edici, bütün bu koşullara
rağmen kesinlikle okumaya değer, okuma koşulunun önce “İlahi Komedya”yı okumak
olduğunu tekrarlayayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder