“Ateşin İnsanlığa Götürülüşü” (Friedrich Heinrich
Fuger -1811)
Mitolojideki her olayın ve olay
kahramanının yaşanılan zamanda bir karşılığı vardır. Prometheus’un da yerleşik düzene başkaldıran bir mitolojik
kahraman olduğunu düşünüyorum. “Önceden
düşünen” anlamında olan Prometheus, tanrısal düzene kafa
tutmuş, karşı çıkmış sonunda insanoğlunu yaratarak ve onlara ateşi bir başka anlamda aydınlığı, bilimi,
uygarlığı vererek düzeni değiştirmiştir.
Olympos Tanrıları kuvvetlidir, kudretlidir, buna karşın Prometheus akıllıdır, kurnazdır, yaratıcıdır, zekidir.
Titanların isyanları sırasında tarafsızlığını korumuş ve başkaldırmamış bir
Titan oğlu olarak Zeus'un gözüne girmeyi başarmış, böylece Olympos'daki ölümsüzlerin arasına alınmıştır.
Bu stratejisi onun Zeus’tan dedelerinin öcünü alabilmesi için kurnaz bir
plandan başka bir şey değildir.
Prometheus , her şeyden önce insan ve insanlık dostu olarak Zeus’un
karşısındadır. Nitekim Ateş Tanrısı Hephahistos’un ocağından bir kıvılcım çalarak ateşi insanlara armağan etmiş ve Zeus’tan en
güçlü şekilde intikamını almıştır. Bu nedenle Zeus tarafından cezalandırılmıştır. Kafkas Dağları’nda yalçın kayalıklarda zincire
vurulmuştur. Artık o Prometheus
Desmotes ‘tir yani “zincire vurulmuş Prometheus”. Ceza bu
kadarla kalmıyordu, her sabah kocaman bir kartal geliyor ve süzülüp
pençelerini Prometheus’un göğsüne
batırıyor, karaciğerini didikliyordu. Bu işlem akşama kadar sürüyordu, ancak kartalın
yediği karaciğer, gece sabaha kadar
tekrar eski haline geliyordu. Tam da burada benim de inanmak istediğim bir
olguyu belirtmekte yarar var. Mitolojideki bu olayın karşılığı günümüzde
karaciğerin kendisini yenileme (rejenerasyon ) kabiliyetine denk düşmüyor mu
? Günümüzden
2700 yıl önce karaciğerin bu özelliği biliniyor muydu acaba diye sorgulamak çok
mu zorlama olur ?
“Prometheus” ( Christian
Griepenkerl- 1903)
Biz tekrar efsanemize dönelim.
Prometheus, 30 yıl süren bu işkence hayatı boyunca hep şunu söyler : "Zeus tahtından düşmedikçe benim
işkencelerimin sonu yoktur". Bu söylemin çağımızdaki karşılığı “ insanlığın özgürlük yolunda sonuna kadar mücadele etmesi” gerektiğidir.
Onu Kafkas kayalıklarındaki bu işkenceden Zeus'un oğlu yarı tanrı ama ölümlü
Herakles (Herkül) kurtarır.
Prometheus efsanesinde, insan
uygarlığını bulup yaşatmak isteyen düşünce sahipleri ile, bütün olanakları
elinde tutan Tanrısal gücün sonsuz çatışması söz konusudur. Prometheus 'un insana,
yapıcı ve yaratıcı güç olan “ateş”i
vermesi, yani insanın kendi yaratıcı gücünü fark etmesi ve bağımlılıktan kurtulmasının ötesinde, uygarlığın bir simgesi olan ateşin insanlara geçmesi, evrensel büyük bir devrimin başlangıcını da ifade etmektedir. Prometheus’un önderliğinde insanlık, tanrısal
güçlere direnerek, kendi uygarlığını yaratıp özgürlüğünü kazanacaktır.
Yazımızı Can Yücel’in “Prometos, Bir Hırsız” dizeleriyle sonlandıralım.
Siyah-beyaz antik Grek vazosu, MÖ 6.yy
(Vatikan Müzesi)
Prometheus
(İlyas Phaizulline-2007)
Bu arada bu
efsanenin devamı olarak Zeus, kendisini
hiçe sayan insanlara da bir ders vermek için, Hephaistos'a su ve balçıktan ilk
bakirenin heykelini yaptırmış ve kalbine ruh yerine Prometheus'un ateşi çaldığı
yerden aldığı bir kıvılcımı koyarak ona Pandora
ismini vermiştir. Onu insanlara yollarken eline verdiği kutuda ise tüm
kötülük ve acılar vardır. Zeus böylece insanlardan da intikamını almıştır. Ancak
Pandora ve kutusu ayrı bir yazı konusudur.
Yazımızı Can Yücel’in “Prometos, Bir Hırsız” dizeleriyle sonlandıralım.
purometos,
bir hırsız
tanrıları
soymuş,
ateşi
çalmış
yanar
gazı,
sen
misin purometos!..
kafkas
dağlarında bir
kayaya
çakılmış,
karaciğerine
de iki kartal,
vur,
allah vur!..
mustafa
kemal'den önce, ilk
kemalistti
kendisi, belki de ilk siroz
prometos
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder