Aldanmak,
görünüşe bakarak yanlış bir yargıya kapılmak, bir hileye veya yalana kanmaktır.
Aldatmak ise beklenmedik bir
davranışla yanıltmak, verilen sözü tutmamak, yalan söylemek, kandırmak,
sadakatsizlikte bulunmak ve nihayet son aşama olarak ihanet etmektir.
İnsanlar neden aldanır, aldanmak bir
suç mudur, yoksa bir ayıp mı ? Öngörüsüzlük müdür aldanmak, yanılgı mıdır,
yoksa saflık derecesinde iyi niyetli olmanın bedelini ödemek mi ? Aldanmak
pasif, aldatmak aktif eylemlerdir. Aldanmak masumiyet, aldatmak ise kötülük ile
birliktedir, denebilir mi ?
Günlük yaşantımızda,
siyasette, ticarette, hayatın her safhasında aldanmak da vardır, aldatmak da. Öğrenci-öğretmen, ast-üst, karı-koca,
çalışan-işveren, devlet-vatandaş, bir ülke-başka bir ülke arasında yaşanabilir
bu olgu. Kısaca her türlü birliktelikler
iki eylemi de bünyesinde barındırır.
"Aldatan aldanır" demiş Konfiçyüs. Hak etmeyenlerin de başına
gelebilir aldanmak. Aslında, her an her şeye hazır olamamanın sonucu ve geriye
dönüşün olmayacağı bir andır, aldanmak. ''Aldatılmış
insan yoktur, güvenmiş insan vardır '' sözü ne kadar
da gerçekçidir, özellikle günümüzde. Aldatma kavramı algılandığı zaman, müthiş bir hayal kırıklığı
ile birlikte yalanlar içinde kalındığının farkına varılmasıdır. Görünüşe kapılarak
yanlış bir yargıya varmaktır aldanmak, ve aldatan aslında ilk aldatılandır!
Yalana inanmak, kandırılmak ile aynı anlama gelmez mi?
Söyledikleriyle sizi kandıran biri vardır ve söylediklerine inanırsınız yani
aldanırsız. Güvendiğiniz ya da güvenmeyi istediğiniz kişi tarafından aldığınız
yanlış ya da eksik bilgi yüzünden, olayı onun istediği gibi görme durumudur
aldatılmak.
Çinliler barutu ilk
keşfedenlerdir ancak onlar barutu havai fişek ve gösteri amaçlı
kullanmışlardır, batı ise uygarlık adına davrandığını söyleyerek barutu
silahlarda, savaşlarda kullanmıştır. Amaçları için dünyayı vahşet tarihinde
aldatan batılılar uygarlık tarihinde ne
yazık ki aldanmışlardır.
Hitler
1933 de yaptığı bir konuşmada "durmadan savaş istediğimi tekrarlayarak bana
hakaret ediyorlar, çılgın mıyım ben, savaş neyi halleder ki ? dünyamızı bugünkünden
beter bir duruma sürükler, seçkin
ırklarımızın sonunu getirir, çağlar geçtikçe Asyalılar’ın Avrupa' da
yerleşmesine ve bolşevizmin zaferine yol açar " demiştir. II. Dünya Savaşı tüm sonuçlarıyla ortada. Almanlar
mı Hitler’e’ aldandı, yoksa Hitler mi Alman halkını aldattı ?
Amerikalılar’ın
katlettiği, sömürdüğü, benliklerini kaybetmelerine yol açtığı, Kuzey Amerika’nın
gerçek sahipleri olan yerliler, yani kızılderililer
konusunda “birbirleriyle sürekli mücadele
ederek birbirlerini yok ettiklerini” okullarında anlatan Amerikan yönetimleri,
vatandaşlarını hatta dünyayı aldatıyorlar, ya da bunlara inanıldığını düşünüp aldanıyorlar.
Kitle imha silahları
olduğuna müttefiklerini inandırarak Irak’a saldırmak bir aldatma ise ABD ile
birlikte hareket eden müttefikler aldanmışlar mıdır, yoksa onlar da bu yalana
ortak olarak vatandaşlarını aldatmışlar mıdır ?
XVI Louis, 1789 Fransız Devrimi’nde
giyotine başını vermiştir. Bugün yapılan kamuoyu yoklamalarında o zaman verilen
ölüm cezasının doğru olduğunu savunanların oranı % 10’un altındadır. Ölüm karar
721 üyeli Devrim Konseyi üyesinin 361 oyuyla alınmıştır, yani yarıdan bir fazla
oyla. XVI Louis işkenceyi fermanla
yasaklamış, Protestanlara medeni haklar tanımış, Mongolfier kardeşlerin balon
projesini finanse etmiş, Dr Jenner’in çiçek aşısını kendi üstünde
denettirmişti. En hazini Dr J.I.Guillotin’in bulduğu giyotinde hükümlülerin can
çekişmesini en aza indirmek için bıçağın verev şeklini vermişti ve o bıçak
altına başı konuldu.
Burada aldananın da aldatılanın da XVI Louis olduğu kesindir, ya aldatan nerede ?
Yıl 2012, ülkemizde bebek ölüm oranları düşüyor, hekim sayısı
artıyor vb istatistiki verilere bakarak sağlıkta gelişmişlik göstergeleri iyiye
gidiyor, sağlık sistem ve politikaları başarılıdır denebilir, deniyor da
zaten. Sayıları 100’e yaklaşan devlet ve
vakıf tıp fakültelerinde yılda 5000’in üzerinde yeni hekim sağlık ordusuna
katılıyor, hekim sorunu sayısal anlamda çözümleniyor deniliyor, eyvallah… Bu
hekimlerin nitelikleri, bilgileri, hekimlik sanatına hakimiyetleri, derde deva
olabilecek temel tıp bilgilerine ve ilkelerine sahip olup olmadıkları
sorgulanıyor mu ? Kesinlikle HAYIR. O
zaman aldatan ve aldanan kim ? Aldananın toplum ve insanlık olduğu kesin de,
aldatan aranmadıktan, sorgulanmadıktan sonra aldatan da bu toplumun kendisi
olmuyor mu ? Toplum kendini aldatırken
aldandığının farkına bir varabilse !
Bu örnekleri görüp aldatanlar
aslında aldananlardır gibi bir genelleme yapsak çok da haksız sayılmayız
herhalde !
Biriyle bir ilişkiye başladığımızda o kişiye sadakat sözü veririz. İlişkinin devamlılığı için sadakatin önemi büyüktür. Fakat yaşadığınız ilişkide karşı taraf size sadık değilse bu o kişiye duyduğunuz güveni temelden sarsacaktır.
YanıtlaSilAldatmak; birini kandırmaktır. Partnerinizin gözünün içine baka baka ona yalan söylemektir. Aldatmayı ikiye ayırabiliriz. Birincisi; duygusal aldatma. Bir kişinin ilişkisi devam ederken bir başkasıyla duygusal bir yakınlık yaşaması, bir başkasına âşık olması, bir başkasıyla özel bir paylaşımda bulunmasına duygusal aldatma denir. Cinsel aldatma ise; bir kişinin romantik bir ilişki yaşarken başka biriyle cinsel ilişkiye girmesidir.
Aldatma üzerine bugün kaleme aldığım yazımı okumanız için sizinle paylaşmayı isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/aldatma-nedir-aldatmanin-10-isareti/
Sevgi ve saygılarımla,
Elinize, kaleminize sağlık, blogdaki yazınızı da okudum 👏👏👏
Sil