Geç kalma eylemi zihnimizde daima olumsuzlukla birlikte yer
almaktadır. Bu olgunun sağlık alanındaki en çarpıcı örneği : “kanserden değil, geç kalmaktan korkun” özdeyişinde kendini
gösterir. İnsanın en çekindiği hastalıklardan olan kanseri alt edebilmek için
erken davranmanın önemini vurgulamak için geç kalma eylemi kanserden daha
tehlikeli olarak nitelendirilmiştir.
Bu yaklaşım sadece bireylerin sağlığı ile sınırlı değildir, tarih bir toplumun, bir ülkenin hatta bir uygarlığın geç kalarak neler kaybettiğine dair örneklerle doludur. Birkaçını hatırlayalım: insanın yaratıcı ve üretici olması günümüzden yaklaşık 12 bin yıl kadar önce avcı-toplayıcı göçebelik düzeninden çiftçilik-hayvancılık ve birlikte yaşam ile belirginleşen yerleşik düzene geçmesiyle başlar, bu düzen karşılıklı alışverişi, yani ticareti doğurmuş, ticaret ise yazının keşfine yol açmıştır.
Yazı kullanılıp ticaretin gelişmesine, dolayısıyla uygarlıkların yayılmasına neden olmuştur. İşte MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya’da bulunan yazı, bin yıldan fazla bir gecikmeyle yaklaşık MÖ 1800’lerde Anadolu’da kullanılmaya başlanmıştır. Bu gecikme, yani Anadolu uygarlıklarının yazıyı kullanmada geç kalması, Neolitik Çağ’da dünyanın en parlak uygarlıklarına sahip olan Anadolu’nun, yazıyı daha önce kullanan ve ticaretlerini geliştiren Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarının gerisinde kalmasına neden olmuştur.
Gutenberg, 1450’lerde Avrupa’da matbaayı kullanıma sokarak kitabın, yani bilginin insanlara daha kolay ve ucuz ulaşmasını sağlarken, yaklaşık 300 yıl gecikme ile İstanbul’da İbrahim Müteferrika’ya ilk matbaayı kurma izni verilmiştir. Bu geç kalma, Osmanlı gibi büyük bir imparatorluğu batı karşısında bilim, sanat ve diğer alanlarda en az 300 yıl geriye düşürmüştür.
Sağlık alanından bir örnekle konuyu toparlayalım. Eter anestezisi ilk kez 1840'da Amerika’da, kloroform anestezisi ise 1842'de Avrupa’da kullanılmıştır. Anestezi, Antisepsi ve Antibiyotik yani 3A modern cerrahi devrinin temelini oluşturmuştur. Bizde ise anestezinin kullanımı 1920’ lerde Cemil Topuzlu Paşa tarafından yaklaşık 80 yıllık bir gecikmeyle uygulanmıştır. Toplumun her kesiminde, her alanında gecikmeler yaşanmaktadır. Sağlık alanında da ülke gerçeklerine ve dünya normlarına uygun bir sağlık modeli veya politikası geliştirme konusunda korkarım geç kaldık veya geç kalmak üzereyiz.
Yüzü çağdaşlığa dönük, bilimsel doğruları rehber alan, çözümü radikal veya tutucu çizgide hazırlanan reçetelerde aramayan, mücadele ederken müzakere etmesini bilen, sağlık için sağlıklı düşünen insanlar ! Sizlere sesleniyorum. Sorunlardan, onların karışıklığından ve büyüklüklerinden korkmayın, farklı düşüncelerde de olsanız bir araya gelmekten korkmayın, geç kalmaktan korkun.
Bu yaklaşım sadece bireylerin sağlığı ile sınırlı değildir, tarih bir toplumun, bir ülkenin hatta bir uygarlığın geç kalarak neler kaybettiğine dair örneklerle doludur. Birkaçını hatırlayalım: insanın yaratıcı ve üretici olması günümüzden yaklaşık 12 bin yıl kadar önce avcı-toplayıcı göçebelik düzeninden çiftçilik-hayvancılık ve birlikte yaşam ile belirginleşen yerleşik düzene geçmesiyle başlar, bu düzen karşılıklı alışverişi, yani ticareti doğurmuş, ticaret ise yazının keşfine yol açmıştır.
Yazı kullanılıp ticaretin gelişmesine, dolayısıyla uygarlıkların yayılmasına neden olmuştur. İşte MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya’da bulunan yazı, bin yıldan fazla bir gecikmeyle yaklaşık MÖ 1800’lerde Anadolu’da kullanılmaya başlanmıştır. Bu gecikme, yani Anadolu uygarlıklarının yazıyı kullanmada geç kalması, Neolitik Çağ’da dünyanın en parlak uygarlıklarına sahip olan Anadolu’nun, yazıyı daha önce kullanan ve ticaretlerini geliştiren Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarının gerisinde kalmasına neden olmuştur.
Gutenberg, 1450’lerde Avrupa’da matbaayı kullanıma sokarak kitabın, yani bilginin insanlara daha kolay ve ucuz ulaşmasını sağlarken, yaklaşık 300 yıl gecikme ile İstanbul’da İbrahim Müteferrika’ya ilk matbaayı kurma izni verilmiştir. Bu geç kalma, Osmanlı gibi büyük bir imparatorluğu batı karşısında bilim, sanat ve diğer alanlarda en az 300 yıl geriye düşürmüştür.
Sağlık alanından bir örnekle konuyu toparlayalım. Eter anestezisi ilk kez 1840'da Amerika’da, kloroform anestezisi ise 1842'de Avrupa’da kullanılmıştır. Anestezi, Antisepsi ve Antibiyotik yani 3A modern cerrahi devrinin temelini oluşturmuştur. Bizde ise anestezinin kullanımı 1920’ lerde Cemil Topuzlu Paşa tarafından yaklaşık 80 yıllık bir gecikmeyle uygulanmıştır. Toplumun her kesiminde, her alanında gecikmeler yaşanmaktadır. Sağlık alanında da ülke gerçeklerine ve dünya normlarına uygun bir sağlık modeli veya politikası geliştirme konusunda korkarım geç kaldık veya geç kalmak üzereyiz.
Yüzü çağdaşlığa dönük, bilimsel doğruları rehber alan, çözümü radikal veya tutucu çizgide hazırlanan reçetelerde aramayan, mücadele ederken müzakere etmesini bilen, sağlık için sağlıklı düşünen insanlar ! Sizlere sesleniyorum. Sorunlardan, onların karışıklığından ve büyüklüklerinden korkmayın, farklı düşüncelerde de olsanız bir araya gelmekten korkmayın, geç kalmaktan korkun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder