Karantina, bulaşıcı bir hastalığa maruz kalan şüpheli durumdaki insan ve hayvanları, hastalığın en uzun kuluçka devresine eşit bir süre kimse ile temas ettirmemek suretiyle alınan tedbirsel faaliyetlerin tümünü ifade eder, sağlık için yapılan bir nevi zorunlu tecrit, izolasyondur.
Veba, Ortaçağ toplumunda yaşamı alt üst etmiştir. Üç büyük salgın geçiren dünyada (Kara Avrupası-İngiltere-Çin) milyonlarca kişi ölmüştür. Boccacio, Decameron adlı eserinde “kara bela” (black plague) vebayı tanımlarken “bu felaket kadınları kocalarından ayırdı, kardeşleri birbirini terketmeye zorladı, anne ve babaları kendi çocuklarını tanımamaya zorladı” demektedir. Bu salgınlar sırasında hastalığın Doğu Akdeniz’den gelen gemilerde sıkça görülmesi üzerine, 1348’de Venedik yönetimi, önlem olarak hastalık taşıyan gemileri, insanları ve malları bir adada tutmak için “üçler komitesi” kurmuş , bu kurulun kurallarına uymayanlara ölüm cezası verilmiştir. Kurulun kurallarından en önemlisi gemilerin quaranti giorni (40 gün) boyunca adada alıkonulmasıdır, ayrıca yünlülerin güneşe serilip havalandırılması, hayvanların sirkeyle yıkanmasıda kurallar arasında yer almıştır. Böylece veba başta olmak üzere salgın hastalıklardan ölümü azaltmak mümkün olmuştur. İşte bu kırk günlük adada zorunlu alıkoyma kuralı, kısa sürede Avrupa denizciliğinde bir gelenek halini almış ve İtalyanca 40 anlamına gelen quarantina’dan türetilen ve Türkçe’de “karantina” olarak kullanılan, eylemin tanımına uygun olarak isimlendirme yapılmıştır.
“Tıp, tarih ve mitoloji” kitabında K.Özden, kırk sayısının yüzyıllar boyu belli bir inancı dile getirdiğini belirtir. Kırk sayısının eski çağlardan beri sırlar taşıdığına, uğurlu olduğuna inanılır. Karantinada kırk günün seçilmesi rastlantı mı ? yoksa bir büyü veya koruyucu etkisi düşünülerek bilinçli bir seçim mi ? O günden bu güne kırk rakamının bilimsel olarak özel bir öneme sahip olmadığı düşünülürse büyü ve koruyucu etkisi daha akla yatkın gelmektedir.
Hz İsa’nın çölde, Hz Musa’nın dağda inzivaya çekildikleri süre 40 gündür, insanların günahlarından arınma süreleri çoğu toplumlarda farklı dinlerde de olsa 40 gündür. Nuh tufanına neden olan şiddetli yağmurlar 40 gün sürmüştür. Eski Ahid’de Hz Süleyman ve Hz Davut dahil İsrail Kralları 40’ar yıl hüküm sürmüşlerdir. Hz Muhammed 40 yaşında peygamber olmuştur. Hristiyanlık inancına göre Paskalya döneminde 40 gün boyunca hayvansal gıdaları yememek kaydı ile tutulan oruç “Büyük Perhiz” olarak bilinir. Benzeri dinsel örnekler çoğaltılabilir.
Ülker takımyıldızının 40 gün gözden kaybolması, Babilliler’den beri bilinmektedir.
Lohusalık denilen çocuğun doğumundan sonra annenin geçirdiği özel dönem 40 gündür.
Oğuz Kağan 40 günde büyümüş, destana göre büyüdüğünde verdiği ziyafette 40 masa-40 sıra yer alır ve ziyafet 40 gün-40 gece sürer.
Kırgızlar’ın Manas Destanı’nda 40 evden 40 çocuk alınır ,40 yiğit arkadaş olurlar. Kazak hükümdarı Sağın Han, bir sabah 40 cariyesi ile nehrin kenarına iner, bu cariyeler nehrin güzelliğine hayran kalıp parmaklarını suya daldırırlar, bunlardan 40 kız çocuk doğar, bu yeni nesle “kırk kızlar” denir ve bu söz” kırgızlar”a dönüşür.
Oğuz Türkleri'nin en bilinen epik destanlarından olan Dede Korkut hikayelerinde Boğaç Han’ın yarası 40 günde iyileşir. Deli Dumrul köprüden geçenden de, geçmeyenden de 40 akçe alır
Binbir gece masalları içinde yer alan öykülerden birisi de Ali Baba ve 40 haramilerdir.
İslamiyet’te zekat, malın 40’da biridir, ölen için 40. gün mevlit okunur, ”kırkaşı” denilen yemek verilir, Alevi-Bektaşi inancında 40’lar meclisi vardır, tasavvufta 40 veli önemli rol oynar, bu velilere manevi bağ oluşturmak için “kırklara karıştı” denir. Hadis tarihinde “kırk hadis”lerin yeri ve önemi çok büyüktür
Ömür boyunca çok nadir gerçekleşen bir olay için “kırk yılda bir” denir. Zor bir işin üstesinden gelmek için “kırk fırın ekmek yemek” gerektiği söylenir.
Kılı kırk yarmak, kırk tarakta bezi olmak, kırk dereden su getirmek, kırk takla atmak , kırk katır-kırk satır ikileminde kalmak, kırk gün-kırk gece eğlence yapmak, bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olmak, kırk yamalı bohça, kırk kapıda mandal olmak, bir kahvenin kırk yıl hatırı olması vb....
Görüldüğü gibi 40 sayısı, karantina için rastlantısal olarak belirlenen bir sayıdan çok daha fazlasını içermektedir. Dini, kutsal, tasavvufi anlamlarından başka, astronomi, edebiyat, folklor ve tarih ile yakından ilgilidir, ayrıca geniş bir coğrafyaya yayılan kültürler içinde yer alan geleneklerde yaygın olarak kırk sayısına rastlamaktayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder