Bergama Asklepion'u (genel görünüş)
“Buraya ölüm giremez”. Günümüzden binlerce yıl önce şifa merkezinin
kapısında asılıydı bu sözler, tarihi Pergamon Asklepionu’nun giriş kapısında. Asklepion adı, eski Yunan’ın ve Roma’nın sağlık tanrısı olan Asklepios’dan gelmektedir, şifa yurdu anlamına gelir. (Sağlık tanrısı Asklepios, Yunan mitolojisinde Apollon’un oğlu olarak geçer, söylenceye göre Teselya kralının kızı Koronis tanrı Apollon ile
sevişir ve ondan gebe kalır. Koronis, tanrının dölünü karnında taşırken bir yabancıyı da yatağına
alır. Bunun üzerine Koronis korkunç bir
cezaya çarptırılır. Bir odun yığının üstünde diri diri yanacaktır. Alevler
içinde kadın can vermek üzeredir ki Apollon, çocuğunun yok olmasına katlanamaz ve Koronis’in karnından dölünü çıkarır. Çocuğun büyümesi için at adam
Kheiron’a verir. Asklepios'a, hekimlik
sanatını öğreten Kheiron doğanın içinde yaşayan, doğanın sırrına ermiş, güneşin
altında şifalı sulardan ve otlardan yararlanma yollarını bilen bir varlıktır. Asklepios böylece ustası Kherion’dan öğrendikleri
ile iyi bir hekim olarak yetişir, hekimliğin ve cerrahlığın
bütün bilgilerini edinir. Asklepios'dan sonra hekimlik sanatını kızı Hijye (Hygieia Yunanca sağlık anlamına gelir) ve oğulları
Asklepiades sıkı bir lonca düzeni içinde sürdürmüşlerdir. Eski Yunanistan’da hekimlerin tanrı soyundan geldiğine
inanılmış ve bu hekimler sağlık ve şifa
tanrıları adına yapılan tapınaklarda mesleklerini icra etmişlerdi. Bunların en
bilinenen Aesculapius’dur. MÖ 1200’lerde yaşadığı sanılan Aesculapius sonradan
tanrı statüsünde değerlendirilerek sağlık tanrısı olarak kabul edilmiştir.)
Asklepion girişinde yılanlı sütun
Asklepion’lar birer sağlık yurdu, şifa
merkezi, külliye ve tapınak kompleksidir. Buralarda hasta kabul ve bekleme
yerleri, bakım odaları, gimnasiumlar, gezi alanları, banyolar ve havuzlar
vardır. Mistik işlemlerden geçirilen hastalara uyku seansları yapılması ve
görülen rüyaların yorumlanması, suyla arınma, terleme, müshillerle ve kusma ile
iç temizliği sağlanması, perhiz ve oruç
gibi uygulamalar, su ve çamur banyoları, masajlar, şifalı otlarla yara bakımı, bu otların kaynatılıp içirilmesi, kremlerle
yağlanmalar ve telkin gibi tedaviler uygulanırmış.
Asklepion’lara ağır hastalar ve hamile
kadınlar alınmaz sadece iyileşecek hastalar kabul edilirdi, ölüm gerçeği tanrıların gücünü azalttığı için kapısında “ölümün girmesi
yasaktır” yazısı konulurmuş.
Bu sözü gerçekleştirmek için özen gösterilir, ölmesi söz konusu olan hastalar kapıdan geri çevrilir, içeride
tedavi görenlerden ölmek üzere olanlar ise dışarı çıkarılır ve dışarıda ölmesi sağlanırmış. Bir çeşit triyaj uygulaması. (Savaşlarda veya doğal afetlerde, toplu yaralanma ve ölümle
sonlanan kazalarda triyaj uygulanır, yani ölmek üzere olan veya öldürücü
şekilde yarası olanlar bırakılır, önce hafif yaralar ve kurtarılması en çok
ihtimal dahilinde olan yaralılar tedaviye alınırlar). Asklepion’da yapılana “antik çağ triyajı”
diyebiliriz sanırım.
kutsal geçit ve dönmeli oda
Bergama Asklepionu kentin batı
kesiminde, denizden 108 metre yükseklikte ve rüzgarlardan korunabilir bir
yerdedir. Bergamalı
ünlü hekim Galen, Bergama Asklepion'unun Misi Dağları’nın (Geyikli) ayaklarında, hava akımlarından
korunmuş, temiz havası ve suyu olan uygun bir yerde kurulduğunu vurgular. Ozan ve tarihçi Horas ise “oraya sıcaklar sıtma götürmez, orada
vasiyetnameler açılmaz” diyerek yerin uygunluğunu belirtir.
kutsal su ve havuz
Günümüz Bergama’sında yer alan antik Pergamon sağlık yurdu Asklepion’un kuruluşu MÖ IV. yüzyıla uzanır
. Bergama Asklepionu’nda kutsal su akan
çeşmeler, kuyu ve havuzlar, uyku odaları, kutsal geçit, tedavi odaları, toprak
gezinti alanları, spor alanı (gymnasium), tiyatro ve kütüphane yer almaktadır.
Kutsal kuyudan alınan su, çeşitli
kaplarla çekilerek yıkanma ve özellikle içme suyu olarak kullanılıyormuş. Göz hastalıkları olanlar, bu suyla göz banyosu yaparak, göğüs
hastalıkları ve astımdan yakınanlar, romatizmal ağrıları
olanlar suyu içerek şifaya kavuşuyormuş. Kutsal kuyu'nun hemen güneybatısında uyku odaları yer alır. Hasta, uyku odasına girmeden önce yıkanıp beyaz giysiler giymeli, kuşak
ya da yüzüğünü çıkarmalı ve kurban sunmalıymış. Hastalar uyandığında ya iyileşmiş
olurlar ya da rahiplere anlatacağı bir düş görmüş olurlarmış. Bu düşe göre rahipler, tedavi yolları
öğütlüyorlarmış. Hastalara uygulanan tedavinin üç temel
özelliği vardır: perhiz, sıcak ve soğuk banyo, beden
hareketleri.
Hasta tapınaktan çıkmadan önce
paranın yanı sıra kendi adını taşıyan, hastalık ve tedavinin kayıtlı olduğu,
adak niteliğinde bir tablet verirmiş. Bu
tabletler tapınağın duvarlarına asılır, böylece tapınağa yeni gelecek
kişilerin güven duymaları sağlanırmış. Bu şifa ziyareti sırasında hasta mali durumuna göre bir sunuda
bulurmuş. En fakir olanlar ayakkabılarını veya şarapla tatlandırılmış yulaflı
keklerini verirken, zengin olanlar domuz veya koyun sunarlarmış. En kabul
gören sunu horozmuş. Platon, “Phaedo“ adlı eserinde, Sokrates'in son
sözlerinin "Crito, Asklepios'a bir horoz borcumuz vardı, bu borcu benim için
kapatır mısın?" şeklinde olduğundan bahseder.
varis tedavisi gören hastadan adak
Bergama Asklepionu tam bin yıl boyunca
dünyanın her yanından gelen hastaları iyileştiren, özellikle de ruh hastalarının
tedavisinde öne çıkan bir merkezdi. Burada tedavi görenlerin arasında Roma
imparatorlarından Hadrianus, Antoninus ve Caracalla ile tarihçi Pausanias,
hatip Aelius Aritedides de vardı.
Bugün bu antik ören yerini yerli
turistlerden çok yabancı turistler ziyaret etmekte ve Bergama’lı Galen, Roma’lı
hekim olarak bilinmektedir. Bu ayıbı düzeltmemiz gerek.
Sözlerimizi tarihle bugünü mitoloji yoluyla birleştiren şair Can Yücel’in “Altına Hücum” şiirinin bir bölümü ile noktalayalım.
Biz altın istemiyoruz
Altın gibi buğday başaklarımızı istiyoruz.
Masmavi denizimizi istiyoruz.
Zehire hayır!
Siyanüre hayır!
Altın olan zehire hayır!
Sağlık Tanrısı Asklepion’un
Hastanesini siyanürleyemezsiniz!
Biz altın istemiyoruz
Altın gibi buğday başaklarımızı istiyoruz.
Masmavi denizimizi istiyoruz.
Zehire hayır!
Siyanüre hayır!
Altın olan zehire hayır!
Sağlık Tanrısı Asklepion’un
Hastanesini siyanürleyemezsiniz!
Bergama'lı Galen, Hipokrat ile
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder