·
Cinsellik, hayvanların soylarını sürdürebilmeleri için içgüdüsel
olarak davrandıkları bir yaşam biçimidir. İnsan bu bakımdan hayvanlardan büyük
ölçüde ayrılmaktadır. Çünkü insan istediği zaman ve üreme içgüdüsünden bağımsız
olarak çiftleşebilen canlı varlıklardır.
·
İnsanlar dışında tüm canlıların, kendilerine özgü bir çiftleşme
takvimi vardır, buna insana en yakın gelişmişlikte olan orangutanlar da
dahildir, bir tek insan takvim falan dinlemez, onlarda çiftleşme için yıl, ay, gün
hatta saat kavramı yoktur, istedikleri zaman çiftleşirler. İnsanlar ayrıca
dünyada yüz yüze sevişebilen ve çiftleşebilen tek canlıdırlar.
·
Timsahların aşk yaşamı ve cinselliği yaşamaları çok güzel ve
şiirseldir. Bu iri, çirkin ve ürkütücü yaratıklar monogamdırlar, erkek dişisini
seçtikten sonra yüz yılı aşan uzun ömürleri boyunca birbirinden ayrılmazlar.
Erkek timsaha olumlu cevap veren dişi timsah, çevrelerinde halka olan diğer
timsahların ortasında bir düğün dansı yapar ve dans sonunda dişi timsah gelir,
erkek timsahın göğsüne başını dayar ve bir süre öyle durur, bu romantik görüntü
ile sonuca ulaşılmıştır.
·
Timsahlar gibi filler ve penguenler de dişilerini asla
değiştirmez, yani zina nedir bilmezler. Ama filler bu işi biraz abartırlar, bir
ağır çekim vardır cinselliklerinde, dişi fil iki yılda bir kabul eder
sevişmeyi. Tam da burada iki pirenin cinsel birleşme için kendi boylarının 300 misli zıpladıklarını
hatırlatalım, insanlar arasında da fil de var, pire de (!) .
·
İnsanlarda yer alan cinselliğe ilişkin bazı özellikler hayvanlar
aleminde daha dikkat çekicidir; aslanlarda aile kavramı, fillerde sadakat,
güvercinlerde cilveleşme, geyiklerde utangaçlık ve naz, boğalarda orantısız (!)
güç kullanımı, ayılarda tutku ve arzu, tavşanlarda uysallık ve teslimiyet,
köpeklerde zamparalık ve kedilerde
baştan çıkarma duygusu, domuzlarda umursamazlık gibi özellikler ilk dikkati çekenlerdir.
·
Hayvanlarda karşı cinsin ilgisini çekmeğe yarayan özellikler
oldukça gelişmiş biçimdedir. Örneğin;
aslanın yelesi, maymunun değişik renkte desenler oluşturan tüyleri,
kuşların pek çoğunda göz alıcı renkte olan tüyler, balık, kelebek ve
örümceklerde görülen renkli desenler, yine kelebeklerin çekici kokuları, böcek
ve kurbağaların çıkardıkları sesler ile kuşların ötüşleri gibi. Bu hayvanlarda
kur yapma, uzun süren meşakkatli bir süreçtir. Erkek kendini çekici kılmak için
yapmadığını bırakmaz. Hoş insanlarda da öyle değil mi ?
·
Sevgi ile aşk farklıdır. Aşk, heyecan, arzu, özlem ve tutku
yönlerinin ağır bastığı, etkileyici ancak geçici bir duygudur. Sevgi ise
huzur ve mutluluk yani manevî yönü ağır
basan, kalıcı bir duygudur. Aşk fırtına ve çalkantılara açıktır. Sevgi ise bu
fırtınalara karşı güvenli bir liman. Hayvanlarda sevgi vardır ama aşk yoktur
diyebilir miyiz acaba ?
·
Aşk ve cinsellik arasındaki bağlantı nedir ? Aşk olmadan cinsellik
olur mu veya tersi mümkün mü ? Freud’un söylediği gibi, “aşksız” cinsel ilişki insanı cinsel doyumun zirvesine
çıkarmayabilir, ama günümüzde, çoğu insan duygusal bağlanmanın getireceği
sorumluluğa ve bunun getirebileceği üzüntülere katlanmak yerine, duygusallıktan
uzak sade bir cinselliği tercih
etmektedir Freud’a inat (!).
·
"Aşk mutlaka cinsellik içerir". Bu tez, Dr. Sabri Derman ‘a ait. Erkekle kadın arasındaki tek gerçek ilişki
hayvani bir cinselliktir, aşk ise bu cinselliği örten veya süsleyen bir
araçtır. Ancak aşkta, saf cinsellikte olmayan bir bağlılık ve sevgi boyutu
vardır diyenler de az değildir toplumlarda. Aşk acaba fizyolojik bir ihtiyaç
mıdır ? Cinsellik içeren aşk çok daha
derin ve gerçekçi olup, gerçek psikolojik durumun kendini biyolojik olarak
ifade edişidir dersek çok mu abartmış oluruz ?
· Cinsel istek bir biyolojik dürtüdür. Hormonlarla kontrol edilen
bir fizyolojik durumdur. Çok sayıda çift, evliliklerinin ilk bir kaç yılından
sonra cinsel birleşmeyi azaltmakta veya kesmekte, ama yine de evliliklerindeki
cinsellik boyutunda kendileri için doyurucu, hatta memnuniyet verici bir yan
bulabilmektedirler. Bu insanlar için aşk, cinsellikten daha çok dostluk, saygı
ve ortak noktalarda buluşmak demektir. Evlilikte eşlerin ilişkilerinde aşk yerini sevgiye
bıraktığı oranda eşlerinin birbirlerine karşı cinsel çekicilikleri kaybolur
denebilir mi ?
· Cinselliğin yaşı vardır ama aşkın yaşı yoktur. Cinselliğin henüz
gelişmemiş olduğu küçük yaşlarda da, yaşlılıktan dolayı cinselliğin
yaşanamayacağı ileri yaşlarda da aşk yaşanabilir.
·
Platonik olarak adlandırılan tinsel bir aşktan da söz edelim. Genellikle
platonik aşk konusundaki basitleştirici
görüş bu konuda cinselliğin olmadığıdır. Çünkü Platonik aşk’ta bilgelik vardır,
güzel, adil, iyiye eşit olduğundan aşk
bu şekilde aranır, böyle bir anlayışla onun peşinden koşulur. Ne kadar gerçekçi
acaba ?
Yıllardır tabu haline gelen bu konuya cesurca yer vermen beni derecesiz memnun etti Canım kardeşim..:) Benzetmelerde ki incelik, bilgi birikimi ve kırıp dökmeden ne de güzel duru bir anlatım..:)Öpüldün Koçum !
YanıtlaSil